bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: pek değerli bir ismet özel eseri. deştiği konular, irdelediği kavramlar, tarttığı değerler.. hepsi birbirinden tanık olunası. eşref-i mahlukatın özel'den alabileceği feyzi almaması canımı sıkıyor. çeşme var, kurnası murdar.. evet, isyan! --- spoiler --- ormanın derinliklerinde yürümekte olan bir avcı ağaçlardan biri üzerinde bir levha görmüş. levhanın üzerinde şu sözler yazılıymış: "taşları yemek yasaktır!" bu alışılmadık uyarı karşısında avcı meraka kapılmış. levhanın asılı olduğu ağacın önündeki ayak izlerini takip etmeye başlamış ve izlediği yol onu bir mağaraya götürmüş. mağaranın ağzında bir derviş oturmaktaymış ve avcı yeterince yaklaştığında konuşmaya başlamış: - zihnine takılan soruyu biliyorum. şimdiye kadar taşları yemeyi yasaklayan bir uyarı levhası hiç görmedin, çünkü insanların taş yemeye zaten ihtiyaçları yok. insanları zaten yapmaya eğilimleri olmayan bir konuda uyarmak niye? insanlar arasında taş yeme adeti yoktur, onlara yapmayacakları şeyi yapma demenin ne anlamı var? ancak şuna dikkat et: insanlar arasında adet haline gelmiş öyle davranışlar, öyle alışkanlıklar vardır ki, bunlar insan için tıpkı taş yemek gibidir. eğer zararı bakımından düşünürsen taş yemekten daha çok zarar veren işlerdir bunlar. bunlar taş yemek kadar budalaca, insanın öz niteliklerine yabancı tutum ve davranışlardır. eğer insanlar acınacak haldeyse, insanlar arasında zulüm, haksızlık, merhametsizlik, yozlaşma ve ihanet hüküm sürüyorsa bunun sebebi; insanların sanki yermişçesine yedikleri bunca nesneden, taş yemeye mümasil (benzeyen) tavırlardan doğmaktadır. senin levhayı gördüğün yerde bir pınar olmuş olsaydı ve ben oraya "su zehirlidir" yazsaydım sen bunu manalı bir söz sayacak, yerinde bir uyarı kabul edecektin. büyük bir ihtimalle de benim ayak izlerimi takip edip buraya gelmeyecektin. çünkü yasaklanan şey aklına uygun gelecekti. gerçekte suyun zehirli olduğunu yazan insanın emrine uymuş olacaktın. kendi aklına uyduğunu sanarak benim keyfime uygun davranmış olacaktın. ama orada taş yemeyi yasaklayan bir levha gördün ve acaba bunun hikmeti nedir diye kendine bir yol açtın. ben de sana gerçekte insanların yaptıkları birçok işte taş yemeye benzer davranışlar gösterdiğini ve aslına bakılırsa taş yediklerini söyledim. eğer söylediklerimi anladıysan aramızda hakikatin bir parçası tecelli etti. işte allah'ın insanlar için gönderdiği emir ve nehiyler (yasaklar) böyledir. insan ancak bu emir ve nehiylerle hakikatin nasıl tecelli edebileceğini öğrenebilir. eğer allah'ın emrettiği ve yasakladığı şeylerle ilk karşılaşan insan bunu tabî karşılarsa, aklına uygun bulursa bu emir ve nehiylerden hiçbir şey öğrenemez. ama bazı izleri takip edip bu emir ve nehiylerin nelere tekabül ettiğini öğrenebilirse hakikate varabilir. insanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun. öyleyse şunu düşün: insanın ihtiyacı olandan fazlasını elinde tutması kendisi için taş gibidir. bu yalnız mallar, servet, güç gibi nesnelerde geçerli değil. merhamet, şefkat, tevazu gibi şeyler için de böyle. bilgi için de böyle. eğer herhangi bir şey insanların istifadesine açıksa ancak istifade edildiği kadar o "şey" olur. o şeyden istifade edilmezse artık o taştır ve gerçekten onu istifadeye konu etmeksizin kullananlar taş yemiş olurlar. sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın. sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir. taşları yeme, taşları yemek yasak... --- spoiler ---
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yeryüzünün kirine, günahına, lânetine karşı yapabileceğimiz tek şey şefkate, sevaba, hayra hicret etmekten başka bir şey değildir bana sorarsanız. insanın müslümanca ve güvenlik alanına sahip olmaksızın dünyaya gösterdiği her tepki eğer samimi ise tırnaklarını yemekten başka bir yaptırım gücüne sahip olamayacak, eğer samimi değilse şeytanın arabasındaki tekerleğin daha hızlı dönmesine yardımcı olacaktır."
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "son derece bariz bir gerçektir ki avrupa, hristiyanlaşmamıştır, hristiyanlık avrupalılaşmıştır."
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "türk düşünce hayatının sahteliği en başta batı ifade biçimlerinin alabildiğince özgün olduğunun kavranamayışındadır. son yirmi yılda batı düşünce hayatında bilimin ne ölçüde o bilimi yapan kişiye bağımlı olduğuna dair tartışmalar (thomas kuhn, michael polanyi ve gerald holton'un çalışmaları) türkiye'deki aydına ulaştığı zaman bile yeterli uyarıcı etkiyi yapamıyor. çünkü bugüne kadar türkiye'de düşünce dünyasının iktidarını ellerinde tutan zümre ikinci sınıf düşüncede kaldığı halde, yani batı düşüncesi önünde uşaklığı kabul ettiği halde, kendi ülkesinin halkı önünde birinci sınıf insan olma imtiyazını maddi ve manevi boyutlarıyla yaşamıştır. şimdi efendisinin düşüncesinin "keyfî" olduğunu anlamak ona zor geliyor. türkiye düşünce dünyasına uşak olarak değil de öğrenci olarak girebilmiş olsaydı hem öğrenciliğin sona erdiği bir zaman gelecek, hem de bütün öğrendiklerini kendi özgün düşünce sistemi içinde bir yere oturtabilecekti." . "günlük tedbirlerle idare edilmeye çalışılan bir düşünce dünyasıdır bu. eğer düzeltilmezse sürüp gidecek böylece, çünkü uşaklıkta ne kadar kıdemli olursanız o kadar iyi bir uşak olursunuz."